10 Mayıs 2010 Pazartesi

Konuşabilmek...


Susulur bazen,sözcüklerin etkisinden korkulduğu için belki. Ya da dönüşü olmayan yollara girebilme ihtimalinden...
Bazen de konuşursam kavga edeceğim,en iyisi konuşmayayım daha iyi deriz. Oysa en büyük çıkmaz sokaklar suskunlukların birikiminde çıkar karşımıza. Duvar öyle büyümüştür ki konuşmaya konuşmaya,önünde durup da kafamızı kaldırdığımızda bakarız ki neredeyse gökle birleşmiş.
Konuşmaktan kaçmanın bir nedeni de güven eksikliği belki de.Hem kendimize,hem de karşımızdakine olan güven eksikliği. Çünkü güvensek çekinmeyiz,konuşunca kavga ederim diye. Ne varsa içimizde dökeriz ortaya. Hissettiklerimizi ya da düşüncelerimizi karşımızdakine söyleyemiyorsak ve bu dostluk da olsa,aşk da olsa yaralı sayılmaz mı o ilişki?

Söylersem gider,söylersem kırılır,söylersem kavga ederiz,düşüncesi ilişkiye görünmeyen,ama derin yaralar açmaz mı ?

Ona kızdığımda söylemeyeceksem dost mudur gerçekten dost dediğim ?Gider diye korkarak kavga etmeyeceksem benim olmuş mudur hiç o sevgili?

Halbuki konuşamadıklarımız daha tehlikeli değil midir? susulupta konuşmayan? Kavga ettiğimizin en azından fikrini biliriz.Peki konuşmayanın? Ne hisseder? Sever mi? Sevmez mi? Belki de bir kaşık suda boğmak istiyordur bizi! Ama bilemeyiz,konuşmaz çünkü.Bu mu daha güvenli bir dostluktur? Yoksa içimizdekileri döktükten sonra kaldığımız yerden devam edilebilenler mi daha sağlıklıdır ?

Peki ilişkilerde ? Konuşulmadan geçilen sorunlar öfkeyle dolmamıza sebep olmaz mı? Ne kadar örtülebilir ki rahatsızlıklar? Hadi örttük bir süreliğine diyelim,riyakarlık değil midir bir şey yokmuş gibi davranmak ?

Fikrini bildiğimizle mi kendimizi daha iyi hissederiz,bilmediğimizle mi? Karşımızdakinin bizimle ilgili düşünceleri olumlu değilse ve dile getirmişse en azından bunu bilir ve ona göre davranırız. Gerektiğinde uzak bile dururuz.Ancak konuşmuyorsa,fikirlerini bilmiyorsak ne yaparız ?

Bebek büyütürken bile bir konuşmaya başlasa da ağladığında sıkıntısını anlasak demez miyiz ?

Her şey bir yana düşüncelerimizi söyleyebilmek,karşı düşüncelerle karşılaşmak,bazen de örtüşmek başkalarıyla,keyif vermez mi insana Hele de karşı fikirle ortak paydalar bulabilmek konuştukça...Farklı fikir zenginliklerinin tadına varabilmek...

Konuşmak anlaşabilmek için değil midir yoksa ? !!!

-alıntı-

P.S. Bu yazı benden tüm susanlara- konuşmaktan korkanlara armağan olsun!!!

3 yorum:

  1. Susmak;bazen ödün vermektir..hicranla yüreği dağlamaktır.kelimelere küsmektir;üzmemek için sevdiğini..Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,
    Bazen ödün vermektir,
    Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
    Gitmesin diye sıkı Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;
    Bazen geleceği beklemektir,
    Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
    Dostluk adına çiğnemektir gururunu…sıkı örtmektir yüreğini…Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı;
    Bazen kaçıp gitmektir,
    Hayatla kaderi birleştirmektir,
    Teslim olup kaybetmektir....nagitrn

    YanıtlaSil
  2. susan insan en tehlikeli olandır bence.
    konuşmalı konuşabilmeli insan.. amabir de idrak etmeli ki kötü olabilir doğruyu söylediği için..

    YanıtlaSil
  3. merhaba blogunuzu samimi buldum çalışan bayan olarak sizive yoğunluğunuzu ne kadar iyi anlıyorum ssumak söyleyemmek iyi de susamayanları ne yapacağız sevgilerle ve hoşgeldin diyorum

    YanıtlaSil

sizin yorumunuzu alayım:))